Warning: Undefined property: stdClass::$domain in /home/u340811327/domains/tarifinipaylas.com/public_html/wp-content/themes/SocialChef/includes/theme_actions.php on line 127

Warning: Undefined property: stdClass::$domain in /home/u340811327/domains/tarifinipaylas.com/public_html/wp-content/themes/SocialChef/includes/theme_actions.php on line 145
Su'dan Sonra En Çok Tüketilen İçeceklerden : 'Kahve' | Tarifini Paylaş

Su’dan Sonra En Çok Tüketilen İçeceklerden : ‘Kahve’

Kahvenin Kısa Tarihçesi

Kahve tadıyla, kokusunu, verdiği rahatlatıcı keyfiyle dünyada ve ülkemizde de tüketilen en önemli içeceklerden biri.

17. yüzyılın ilk yarısında, kahvenin egzotik bir içecek olduğunu ve şeker, kakao ve çay gibi az bulunan diğer maddeler gibi başlangıçta üst sınıf tarafından pahalı tıbbi ilaçlar gibi kullanıldığını biliyormuydunuz?

Osmanlı Türkleri Yemeni 1536’da işgal ettiler ve işgalin hemen ardından, kahve çekirdeği Türk imparatorluğu için önemli bir ihracat malı oldu.

1616’da, dünyanın deniz yolu ticaretine hakim Hollandalı Aden’den Yemen’e bir ağaç getirtti. Hollandalı onun tohumlarından Ceylon’da, 1658 yılında kahve yetiştirmeye başladı.

1650’de, Lübnanlı bir Yahudi olan Jacobs, Oxford Üniversitesi’nde “yenilikten hoşlananlar” için ilk kafeyi açtığında, kahve siyah akan bir sel gibi İngiltere’yi kasıp kavurdu. İki yıl sonra Londra’da, Pasqua Rosee adında bir Yunanlı bir kafe açtı ve ilk kahve reklamını yayınladı.

Kahvenin  popularitesi, 1700’lerde İngiltere’de başlayan ve 1800’lerin başında Avrupa’nın diğer bölgelerinde ve Kuzey Amerika’da yayılan Endüstri Devrimini tamamladı ve sürekliliğini sağladı.

1710’da, Fransızlar, kahveyi kaynatmaktansa, toz haline getirilmiş kahveyi, üzerine kaynar su dökülen kumaş bir kabın içine koyarak ilk kez infüzyon metodunu kullandılar. Kısa süre içinde, tatlandırılmış “sütlü kahve” veya “kahveli süt”ün de zevkini keşfettiler.

Kahve Fransa’dan kısa bir süre sonra Viyena’ya, ulaştı. 1700’lerin başında bir gezgin “Viyana şehri, roman yazarlarının veya gazeteleriyle meşgul kişilerin keyifle buluştuğu kafelerle doldu” yazmaktadır.

1750’de kahve ağacı beş kıtada da yetişiyordu.

Bu yüzden, 1734’de Fransız sömürgeciler kahveyi San Domingo’da (Haiti) ilk yetiştirdiklerinde, doğal olarak çiftliklerde çalışmak için daha fazla Afrikalı’ya ihtiyaç duyacaklardı.

1788 yılında San Domingo dünya kahve ihtiyacının yarısını karşılıyordu. Bu yüzden, Voltaire ve Diderot’u besleyen kahve, zorla çalıştırılan iş gücünün en insanlık dışı şekliyle üretiliyordu.

1814’den 1817’ye kadar, Amsterdam bir kez daha kahve ticaretinin ana merkezi olmaya devam etti.

Birkaç yıl sonra, 1823’de, yeni çiftlikler üretime geçtiğinde başka bir kriz baş gösterdi. Fransa ve İspanya arasında bir savaş an meselesiydi. Avrupada’ki kahve ihracatçıları kahve almak için koşturdular. Deniz yollarının kısa bir süre içinde tekrar kapanacağını varsaydılar. Yeşil çekirdeğin fiyatı aniden yükseldi. Ama savaş çıkmadı en azından kısa süre içinde. Tarihçi Heinrich Jacob “Savaş yerine, başka bir şey geldi! Kahve, her taraftan!” diye yazdı. Çekirdekler, Meksika, Jameika ve Antiller’den geldi. İlk kez, Brezilya ürünleri belirdi. Fiyatlar hızla düştü. Londra, Paris, Frankfurt, Berlin ve St. Petersburg’da iflaslar oldu. Milyonerler bir gecede her şeylerini kaybettiler. Yüzlercesi intihar etti.

Modern çağ başladı. Bundan sonra kahve fiyatı spekülasyon, politika, hava durumu ve savaş riskinden dolayı sürekli değişecekti. Kahve, 19. Yüzyılın son zamanlarında ekonomiyi, ekolojiyi ve Latin Amerika’nın politikasını tamamen değiştiren uluslararası bir ticaret malıydı.

KAYNAK:”Coffee Colonizes the World”, Uncommon Grounds: The history of coffee and how it transformed our world”

 

 Kahve ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalardan başlıklar:

  • Türk halkının %29.2’si yorgunluk hissettiğinde kahve içmeyi seviyor.
  • Evine aldığı kahve markasını seçerken, öncelikle lezzet, ardından kahve markasının tanınırlığı, kolay bulunurluğu ve çevrede tercih edilmesi gibi faktörler öne çıkıyor.
  • Türk halkının büyük bölümü, ev dışında sosyal aktivite olarak kahve içmeyi tercih ediyor.
  • Kahvenin tadını ve kokusunu seven, rahatlattığını ve sağlıklı olduğunu düşünen katılımcıların %68.6’sı sade, %37.7’si sütlü, %13.9’u kremalı kahveyi tercih ediyor. ( Omega araştırma şirketi verilerine göre)
  • Günün en çok kahve içilen vakitlerini, %36.9 ile akşam yemeğinden, %24.6 ile öğle yemeğinden, %19.8 ile kahvaltıdan sonra. ( Omega araştırma şirketi verilerine göre)
  •  Dünya kahve pazarının büyüklüğü 100 milyar dolar olarak tahmin edilirken, Türkiye’de henüz 500 milyon TL seviyesinde ve önümüzdeki 5 yıl içinde %100’lük büyüme öngörülüyor.
  • Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmalara göre gazeteciler, eğitimciler, sağlık çalışanları, beyaz yakalı ofis çalışanları, bilgi-işlem elemanları ve polisler en çok kahve tüketen meslek üyeleri.
  • Dünyada en çok kahvesever ülkeler olarak Avusturya ve Hollanda’da yılda kişi başı tüketim 9 kg seviyesinde. Avrupa genelinde ortalama 4,8 seviyelerinde.
  • Dünyada bir günde 1,7 milyar bardak kahve tüketiliyor. Bu tüketimin %35′ i Amerika’ya ait.
  • Erkekler kahveyi, daha iyi çalışmak, işlerini daha iyi yapabilmek için konsantrasyon aracı olarak görürken; kadınlar için kahve, rahatlamanın en güzel yolu.
Categories: İçecekler

No comments yet, be the first to leave one!

You must be logged in to post a comment.

Bize Katılın

Paylaşmaya hazırmısınız? Hemen üye olup sizde sosyal ağımıza katılın.